ŞİİR KÖŞESİ

Yasak Aşkımsın
Keşke yıllar önce tanısaydım seni..
İşte o zaman yüreğim böylesine yanmazdı..
Sevginin sıcaklığını içimde hissettiğimde..
Böylesine kahrolup acı çekmezdim..

Bir gün olsun seni seviyorum diyemedim..
Ne zaman söylemek istesem sustum söyleyemedim..
Kelimeler boğazıma düğümlendi, sadece yutkundum..
İçime attım yıllarca,boğuldum ama söyleyemedim..

Çünkü ben kurban edildim, gençliğimin en güzel yıllarında..
Sevmeyi sevilmeyi, aşkı denilen duygunun daha olduğunu bilmeden..
Belki de cahilliğimin hevesiydi, itiraz bile edemediğim bu evlilik..
Ama ne olursa olsun bilesin ki ben sadece ve sadece seni sevdim..

Benim aşkım kimselere anlatılmaz, kimse de bilsin istemem..
Ağlamak istersin ağlayamazsın, duyulmasın diye korkarsın..
Sevdiğini haykırmak, adını dağa taşa yazmak istersin
Umut vermek istersin ama anlarsın hakkın yoktur buna..

Bu aşkın yarını olmasa da umut olmasa da seni seviyorum..
Sonunda kavuşmak olmasa da seni seviyorum..
Mutluluk haram olsa da seni seviyorum..
Sonunda ölüm olsa da yinede seni seviyorum..

Sen benim aşkımın ihaneti bile olmadın, sendin benim aşkım..
Sevmeyi sevilmeyi de sende gördüm aşka ihanet de olamazsın..
Senin aşkın benim içimde kanayan yaram da olsa
Yinede sen benim sevdiğim tek sevdiğim gizli aşkımsın..
Yasak aşkımsın...

Son HiçkiriK

İlk mektup tadında yazılmalıydı
bir aşkın son satırları da,
sana ilk mektubum say bunu.
Belki seni çok özliycem,
ama bil ki seni hep çok sevdim
ve her zaman seveceğim.
Seni çok seviyorum,
her zaman seveceğim,
bin kalbim olsa sana,
hepsini vereceğim.
Birgün kaparsak gözlerimizi,
son hıçkırık göklerde
buluşturacak bizi.
Sana bu kez okeyden çaldığımız taşları değil..
yüzünün kıblesine okuyamadığım duaları yazdım.
Ne ezberleyip unuttuğumuz hicaz şarkıları,
ne de zulada söndürdüğümüz sigaraları,
beyaz yalanlarımızın ince hesaplarını da değil,
yıllardır içimden sayıkladıklarımı yazdım sana.
İdamımın son dileğine taşıyamadım itiraflarımı,
çaldığın yıllarımı yazdım bu kez sana.
İçimin en iç yanı,
sakın ağlama sen,
yokluğumu da at pencereden şimdi
ve okuduğun her satırda yırt beni.
Duvarlara astığın her asi sitemini
tak peşime de gönder öte.
İçimin acıyan yüzü,
sakın ağlama sen,
ağzımdan her kaçanı
ezberle sadece
ve söyleyemediğim diğer yalanları da
bu mektup,
Allah'ın emriyle
bu mektup,
sana tüm hasretimle.
Tıpkı gözlerinin renginde
mürekkebim,
satırlarım bahtımın
karanlığında,
kaybedilmiş bütün savaşlarım
adına
yenilmişliğin.
Mahçup
cesaretine sığınıp ta
sensizliğe
ve hep sessizliğe
biriktirdiklerimi,
içimde dağları deviren
gizleri yazdım sana.
Birgün bu hikayenin de biteceği
aslında hep aklımda,
sana veremediğim bütün sözler
artık son satırlarımda.
İçimin en iç yanı,
bendeki bir enkaz yığını,
seni terketmenin bile
başkaydı tadı,
sana hasretlenmek
zaten bana mübahtı
baksana.
Bu ayrılık
ikimize de çok yakıştı.
İçimin acıyan yüzü,
sakın ağlama sen,
bendeki bir ayrılığın
hüznü,
sende kaybetmişliğin
acı telaşı,
inan seninki çabuk geçer,
ama benim ayrılığım
kimbilir..
Kimbilir
kaç ömür sürer..
Seni çok seviyorum,
her zaman seveceğim,
bin kalbim olsa sana,
hepsini vereceğim.
Bir gün kaparsak gözlerimizi,
son hıçkırık göklerde,
Saat, TakViM Haberler...
 
 



By Sedat

 
 
Bügün 29035 ziyaretçi (122478 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol